Meslek Seçiminde Dikkat Edilmesi Gerekenler
Meslek kararı çocuğun tek başına verebileceği bir karar olmadığı gibi tek başına anne babanın da verebileceği bir karar değildir ve olmamalıdır.Hakan METAN
Öğrencinin mesleki tercihinde aile ve öğretmenler mutlaka rehberlik etmelidir. Çünkü çocuk yaşı itibariyle bazı yönlerini düşünemeyebilir. Bu rehberlik etme dayatma, zorlama ve benzeri şekilde değil de çocuğun bilinçlenmesini sağlama yönünde olmalıdır. Heykeltıraş veya ressam olmak isteyen bir öğrencinin mimar veya benzeri bir alanda öğrenim görmesi ve bunun yanında diğer sevdiği işleri devam ettirmesi konusunda yönlendirilebilir. Futbolcu olmak isteyen bir öğrencinin başka bir bölüm de okuyarak bunun yanında futbolculuğa devam etmesi önerilebilir. Yani öğrencilerin çoğu bir şey isterler ancak bazen gerçek hayattaki karşılığı çok iyi olmayabilir. Bu düşünceleri realize edilmelidir.
Ancak bazı ailelerde takıntı düzeyinde bazı meslekler vardır ve bunu çocuklarına dayatırlar. Oğlum illa doktor olsun derler. Çocuk öğretmen olmak ister ancak aile yakıştıramaz. Oğlum o kadar fen liselerinde okudun bir öğretmen olmak için miydi bunca çaba diye onun isteğini aşağılayarak vazgeçirmeye çalışırlar. Burada en güzel yol uzman desteği almaktır. Ailede meslek seçimi konusunda ciddi bir çatışma varsa psikolojik danışman ve rehber öğretmenlere danışılmalı onların daha objektif olan bilgileri hesaba katılmalıdır. Meslek kararı çocuğun tek başına verebileceği bir
karar olmadığı gibi tek başına anne babanın da verebileceği bir karar değildir ve olmamalıdır. Aile çocuk öğretmen ve uzmandan oluşan bir ekibin hep birlikte vereceği kararla öğrencinin geleceğine karar verilmelidir.
Günümüzde çoğunlukla öğrencinin hangi mesleği tercih ettiği değil gittiği alanda ne kadar başarılı olduğu önemlidir. Öğrenci işletmeye girer. Kendini geliştirmezse üniversite mezunu işsizler grubuna
katılır. Ama yine başka bir öğrenci de işletme bölümüne ancak biraz daha yüksek puanla girer, İngilizcesini geliştirir ve mesleki olarak kendini geliştirir. Eğer yapabilirse bir de yurtdışında mastır yapıp gelir ve işte karşınızda önemli bir şirkette üst düzey yönetici olabilecek potansiyelde bir insan. Her ikisi de işletme okudu. Ancak biri işsiz kalırken diğeri zirveye çıktı. Yani kazanmak değil öncelikle nereyi kazandığınız ve orada kendinizi ne kadar geliştirdiğiniz önemli. Birçok öğrenci üniversiteye girdimi rehavete kapılabiliyor. Sınavlardan zar zor geçerek üniversite bitiriyor ve tabi sonu hüsran olabiliyor. Bir öğrenci üniversiteye girdiğinde şöyle bir hedef koymalı: Ben bu üniversitede kendimi hem mesleki olarak hem de yabancı dilde geliştireceğim. Bunun için herkesten
çok çaba göstereceğim ki mezun olduğumda herkesten farklı bir konumda olayım. Bir öğrencinin tüm bunları yapabilmesi de gireceği bölümü sevmesiyle ilgilidir. Maalesef Türkiye’de öğrencilerin
yarısından fazlası üniversitede girdikleri bölümleri sevmiyorlar. Severek okuyabilecekleri bölüme giren öğrenciler de başarılı oluyorlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder